ÇOCUK EDEBİYATI
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam5
Toplam Ziyaret7191
KİTAP TANITIM

ÇOCUK VE KİTAPLAR




ÇOCUK VE KİTAP
 
      Çocuklarımız gözbebeklerimizdir. Onların, iyi birer birey olarak yetişmeleri de en büyük arzumuzdur. Çocuklar elbette yaşadıkları anlara tanıklık ederek hayatı öğreneceklerdir ancak kitaplardan da öğrenecekleri çok şey vardır. Belki de biraz olsun bu durum çocuklara yönelik kitaplar yazılmasını gündeme getirmektedir.
 
    Çocuklara göre yazılan eserlerin büyük bir titizlikle hazırlanması gereklidir; çünkü bugünün çocukları yarının büyükleridir ve bizler onlara gerek dil gerekse erdemli davranışlar hakkında doğru bilgiler aktarmalıyız.
 
      Kitaplar, çocuklarımızın hayatı doğru anlamalarını, gerçekte gidip görmedikleri beldeler hakkında fikir sahibi olmalarını, bir olay hakkında kaç değişik biçimde düşünebileceklerini anlattığı gibi hayal güçlerini ve kelime hazinelerini, kendilerini ifade edebilme yetilerini,  okuduğunu anlama ve anladığını anlatabilme yeteneklerine ivme kazandırır.  Kitaplar, güzel dilimiz Türkçe’mizin de doğru ve düzgün bir şekilde kullanılmasına yardımcı olacaktır.
 
   Ders çalışmaktan bunalan çocuklarımız, edebiyatın araladığı o güzel duraklarda soluklanabilirler. Kitaplar hoş vakit geçirmek için en iyi arkadaşlardır. Boş zamanlarda kitap okunur diye hafızalara yerleşen yanlış bir olgu vardır ancak doğrusu,  kitap okumak için boş zaman yaratılmalıdır.
 
      Çocuklar genellikle ebeveynlerini rol model alırlar kendilerine. Çocuklara kitap okuması gerektiğinin söylenmesinden çok yanlarında kitap okunmalıdır ki bu eylemi evlatlarımız benimsesinler. Okumayı seven çocuk, anne babasının ya da öğretmeninin hatırlatmasına gerek kalmadan zaten ‘okuma’ eylemini gerçekleştireceklerdir. Kitap okumak için asla vaatte bulunulmamalıdır. “Eğer kitabını okursan seni parka götürürüm”gibi. Kitaplar asla ceza aracı olarak kullanılmamalıdır. “Cezalısın, odana git ve bir saat kitap oku.” örneğinde olduğu gibi.
 
      Görüldüğü gibi çocukların kitaplarla dost olmalarının, kitapları sevmelerinin, okumaya vakit ayırmalarının önemi büyüktür ve küçük okurların çevresindeki insanlara büyük sorumluluklar düşmektedir bu durumda. Mesela aileler çocuklarını kütüphanelerle tanıştırabilirler. Okullarda ve sınıflarda kütüphaneneler oluşturulabilir. Okunan kitaplar hakkında karşılıklı konuşmalar, fikir alışverişleri gerçekleştirilebilir. Kitap okumaya özendirdiğimiz çocuklarımız yarın yetişkin birer birey olduklarında, kendi çocuklarının kitapları sevmesi için büyük katkıları olacaktır mutlaka.
 
    Çocuklar, okuyacakları kitapları kendileri seçmelidir. Ancak aileler de önceden bu kitapları okumalı, fikir sahibi olmalıdırlar. Öğretmenlerin önereceği kitaplarda doğru seçim yapma konusunda kılavuz olacaktır ebeveynlere.
 
    Çocukları kitap fuarlarına, edebi söyleşilere, imza günlerine götürmek yazarlarla tanışmalarını sağlamak da okumayı ve kitapları sevdirme hususunda atılacak adımlardandır.
 
ÇOCUKLARA YAZARKEN NELERE DİKKAT ETMEK GEREK?
 
      Edebiyat, her şeyden önce bir iletişim aracıdır.
 
      Çocuk edebiyatı, edebiyatın taşıdığı hemen her niteliği taşımakla birlikte eğitici yönüyle de ortaya çıkan bir sanata dalıdır.
 
    Çocuk edebiyatı kolay gerçekleşebilen bir edebiyat türü olarak görülebilir ancak bu düşünce biçimi hiç de doğru değildir.
 
  • Çocukların yazdığı metinler
  • Çocuklar için yetişkinlerin yazdıkları metinler
 
      Edebiyat yapıtı oluşturmak başlı başına iddialı ve güç bir uğraştır. Çocuklara yazmak ise daha zordur; çünkü çocukların dünyasını iyi bilmek, dikkatlerini çekebilmek, onları sıkmadan belli bir kurgu içinde düşündürmek, eğlendirmek, eğlendirirken öğretmek ve düşünce güçlerini harekete geçirmek gerekir.
 
      Eserin bir mesajı olmalı ama bu mesaj metnin içine ince ince yerleştirilmeli.  Şekerin çayda erimesi gibi. Çocuklar için yazılan metinlerde didaktik (öğretme amacını güden, öğretici / otoriter yapıt) unsurlardan uzak durulmalı.  Öğretici bir üslup kullanmak risk teşkil eder. Çocuklar, ders kitaplarından gerekli bilgileri zaten öğrenirler. Edebiyat işin içine girdiğinde eğlenme, düşünme ve yorumlama ön plana çıkmalıdır.
 
      Metin hazırlarken çocukların yaş grupları dikkate alınmalıdır. ( 0-6 yaş, 7-9 yaş, 9 yaş üstü, 12 yaş üstü gibi)
 
      Cümleler kısa olmalıdır. Devrik cümlelerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
 
      Tek özne, tek yüklem kullanılmalıdır. Cümleleri bağlaç ile birbirine bağlamamalıdır.
 
      Noktalama işaretlerine ve imla kurallarına dikkat edilmelidir.
 
      Okuru, çocuklarla sınırlı değildir. Nitelikli çocuk kitabı seçimi önemlidir.
 
     Dikkat ettiyseniz çocuk kitaplarını cıvıl cıvıl resimler süsler. Çocuk edebiyatında görsellik oldukça önemlidir. Çocuklar o resimlere bakarak kendi masallarını hayal eder ve sizlerle anlatabilirler.
 
     Genellikle hayvan karakterlerin üzerinden kurgulanır masallar. Bu, çocukların hayvanları kendilerine daha yakın hissetmelerinden kaynaklanır bir ölçüde de olsa.
 
    Heyecan, aksiyon, macera içeren merak uyandıran, sürükleyici metinler çocukların ilgisini daha çok çekiyor. Kitap fuarlarında çocuklarla sohbet ettiğimizde fantastik romanlardan, korku içeren kitaplardan hoşlandıklarını söylüyorlar.
 
 
      Çocuklara her konuda yazabileceğimizi düşünüyorum tabii onların seviyesine inerek. Ölüm, aşk vs. Bazı kişiler Batı kaynaklı öyküleri vs. önermeseler de 1986 yılların başlarına kadar bizim edebiyatımızda da çeviri eserler vardı. Bizler de Kırmızı Başlıklı Kız, Külkedisi, Pamuk Prenses ile büyüdük. Şimdi hatırı sayılır yazarlarımız var ve güzel eserler veriyorlar. İş ki bu eserler okuru ile buluşabilsin. Öte yandan çocuklara sadece güzel olan,  doğru olan, iyi olan konularda masallar ya da öyküler anlatmayı doğru bulmuyorum; çünkü çocuklar bu hayatın içinde yetişkinlerle birlikte nefes alıp veriyorlar, nice ölümlere, nice ayrılıklara, nice savaşlara tanıklık edebiliyorlar. Tek taraflı anlatımın (iyi olanın), onlar çocuk anlamaz mantığından hareketle yola çıkıp anlatılan nesirlerin onları hayata hazırlamayacağını düşünüyorum. Demek istediğim çirkini, kötüyü de anlatmalıyız hatta olumsuz bir olaydan yola çıkarak olumluyu bulmalarını da sağlayabiliriz. Ben bunu her çocuğun akıllı uslu olmaması, kiminin daha afacan, daha yaramaz oluşuna benzetiyorum.
 
 
ÇOCUK KİTAPLARININ GELİŞİM ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARA ETKİLERİ:
 
Duygusal ( sevgi, üzüntü, öfke, coşku, korku)
Ruhsal ( kendini keşfetme, dünyayı anlama çabası)
Bilişsel ( algı, problem çözme, dikkat yeteneği)
Sosyal ( çevresindeki bireylerle iletişimi)
 
Hayal gücü, yaratıcılık, sorun çözme yetenekleri kazandırır.
 
Ölüm, ayrılık, sağlık, hastalık, iyilik, kötülük gibi yaşamın gerçeklerine hazırlar.
 
Empati kurma, karar verme, sorun çözme becerilerini geliştirir.
 
NEDEN OKUMALIYIZ?

   Okumak, insanın beyin ve zekâsını, anlayışını ve tecrübelerini artırır, kişilik gelişimine katkı sağlar. Okuyan insanın başarı zevki artar, toplumsal ilişkileri gelişir, hayatı ve gerçekleri daha iyi anlar. Okuyan insan aydınlanan, bilgilenen insandır.

   Okumak; insanı geliştiren, ona yenidünyalar kazandıran, bilgi, görgü ve bakış açısını geliştiren en önemli etkinliklerden biridir. Uygar toplumlar, okuma oranının yüksek olduğu toplumlardır. Bu nedenle okumayı alışkanlık haline getirmek çok büyük önem taşımaktadır.
Okumanın önemi, beraberinde kitabın önemini de ortaya koymaktadır. Kitaplar bize değişik yaşamlar sunan, kültürümüzü zenginleştiren bilgimizi arttıran en iyi dostlarımızdır.
Bu nedenle; çocuklarımızın kitap okuma alışkanlığının geliştirilmesine öncülük etmeyi bir görev addetmeliyiz.

    Okumak, çocukların kültürel gelişimlerini tamamlamaları ve bilgi çağını yakalamaları için hava gibi, su gibi, yemek gibi günlük hayatlarının bir parçası olmalı.

      Ulu Önder Atatürk’ün bir sözünü hatırlayalım:

  “Çocuklarımız, geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”

   Geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımıza kitabı sevdirmek, okuma alışkanlığı kazandırmak konusunda anne, baba olarak bizlere ve öğretmenlere görevler düşmektedir.
Çocuklarımız anne baba olarak bizleri rol-model almaktadırlar. Bizler okuyan ebeveynler olursak çocuklarımız bunu görecektir.

      Ayrıca unutulmamalıdır ki;
İslam'a göre Kuran'ın bildirilen ilk ayeti “Oku! Yaradan Rabbi'nin adıyla oku” cümlesidir. Bu sure, Kuran'ın ilk ayetlerini içeren sure olmasının yanı sıra insanı okumaya ve öğrenmeye teşvik etmektedir. (Alak suresi)

   “Ağaç yaşken eğilir.” atasözünden yola çıkarak kitap okuma alışkanlığını çocuklarımıza küçük yaşlarda aşılayalım. Çocuklarımızı kitapevlerine götürerek kendi seçtikleri kitabı okuma zevkini yaşatalım. Onları, kütüphanelerle tanıştıralım ki daha çok kitaba erişebilsinler.

      İnsanın bol bol okuyarak kendini geliştirmesi gereklidir. Okumak… Şiir okumak, öykü okumak, roman okumak bizlere başka dünyaların kapılarını açar. Bizleri farklı karakterdeki insanlarla tanıştırır. Bir olay karşısında insanların nasıl değişik düşüncelere sahip olabileceğini gösterir. Bilmediğiniz, hiç gitmediğiniz bir şehri, bir ülkeyi tanımanıza yardımcı olur. Bir olay hakkında kaç değişik şekilde düşünülebileceğini görmenize ışık tutar.

   Kelime dağarcığımızı zenginleştirir. Bilgimizi arttırır. Güzel dilimizi, Türkçemizi doğru ve güzel kullanmamızı sağlar. Hayal gücümüzü geliştirir. Karşımızdaki ile iletişim kurmanızı kolaylaştırır. Bir konu hakkında değişik düşünceler üretmemize aracı olur.

   Bizler okuyarak pek çok konuda bilgi sahibi olabiliriz. Ancak günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle birlikte televizyon seyretmeye, bilgisayar başında vakit geçirmeye daha çok zaman ayırıyoruz. Bu konuda ne yazık ki sadece çocuklar değil erişkinlerde de durum bu.  Elbette televizyon seyredeceğiz, internette dolaşacağız ama hiç değilse günde sadece bir saatimizi okumaya ayıralım, kitaplarla dost olalım.

   Dünyamızı güzel bir hale getirebilmenin tek yolu, ilim ve bilim yolunda ilerlemek, cehaleti yok etmektir. Bunun tek yolu ise, çocuklarımıza bu fikri, bilinci, alışkanlığı kazandırmaktır. Bu hafta çocuklarımızın, kendimizin hatta dünyamızı güzelleştirecek çok güzel amaçları olan bir haftadır.

Çocuk kitaplarının önemini vurgulamak ve çocuklara kitapları sevdirebilmek adına sempozyum, panel, konferans gibi etkinlikler yapılmalıdır.
Gezici kütüphaneler kurulmalıdır.
Çocuklar için yarışmalar düzenlenmelidir.
Ücretsiz kitap dağıtımı yapılmalıdır.
Yazarlarla çocukların buluşması sağlanmalı, imza günleri düzenlenmelidir.
Kütüphane gezileri düzenlenmelidir.

Unutulmamalıdır ki;
Çocuklarımız okursa dünya değişir.

Bu cümlenin doğruluğunu Atamızın şu sözleri ile doğrulayabiliriz.

“Ben çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım.”

ÇOCUK YAZINI KULÜBÜ- Sibel Unur Özdemir
 

Yorumlar - Yorum Yaz